Haber Merkezi
Can Atalay mevzusu Türkiye gündemini meşgul etmeye devam ediyor…
Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin ‘yok hükmünde’ tespitine ilişkin tartışmalar sürüyor.
Bugün karşıcılık partileri verdikleri ortak dilekçe ile TBMM Genel Kurulu’nu 16 Ağustos Cuma günü muhteşem toplanmaya çağırmıştı.
TİP’in davetiyle CHP, DEM Parti, Mutluluk-Gelecek Partisi ile Meclis’te grubu bulunmayan DEVA Partisi, Emek ve Demokrat Parti’si dilekçeye imza atmıştı.
ARINÇ’TAN ATALAY AÇIKLAMASI
Anayasa Mahkemesi kararının peşinden mevzuya ilişkin bir izahat da TBMM eski Başkanı Bülent Arınç’tan geldi.
“ÖNÜNDE HİÇBİR ENGEL KALMAMIŞTIR”
Bülent Arınç, toplumsal medya platformu X üstünden yapmış olduğu açıklamada, “Anayasa Mahkemesi’nin defaatle verdiği kararlar ortada; ki son olarak 10’a 4 bir karar vermiş görünüyor ve o 4 üyenin de esastan bir itirazları yok, usulden itirazları var. Durum bu şekilde iken Can Atalay’ın yine milletvekili olabilmesi için önünde hiçbir engel kalmamıştır” ifadelerini kullandı.
“BANA DÜŞEN SİZİ DOSTÇA İKAZ ETMEK”
Arınç, mevcut TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a seslenerek, “Bana düşen sizi dostça uyarma ederek Sayın Can Atalay’ı meclise çağrı edip ant içmesini temin etmenizdir. Anayasa Mahkemesi’nin bu kadar kati ve kati kararlarına karşı direnmenin hiçbir haklı öne sürülen nedeni yoktur” dedi.
Arınç, Kemal Aktaş örneğini de vererek, “Geçmişte bir milletvekilliğinin düşürülmesine bu şekilde karşı çıkmışken bugün neredeyse rutin bir vaka benzer biçimde milletvekilliklerinin düşürülmesi vesilesiyle politika kurumunun zedelendiğini, siyasetçinin yıprandığını ve bu kurumun oldukca büyük yara aldığını düşünmekteyim” ifadelerini kullandı
Arınç, Or. Prof. Ali Fuat Başgil’in, “En iyi anayasa uygulanan anayasadır, en fena anayasa uygulanmayan anayasadır” sözleriyle açıklamasını tamamladı.
“MEVCUT DÜŞÜNCELERİM BUGÜN DE DEVAM EDİYOR”
Bülent Arınç’ın açıklamasının tamamı şu şekilde:
“Anayasa hükümleri oldukça açıktır ve bu anayasa bugün uygulanmak suretiyle yürürlüktedir. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarıyla ilgili bu kurumların verdikleri kararları uygulamak mecburiyeti de neredeyse ilgili her maddesinde yazılıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımız 10 yıldan beri Cumhurbaşkanlığı görevinde. 2014 yılından bu yana bu anayasaya bakılırsa seçiliyor, bu anayasaya bakılırsa ant içiyor ve bu anayasaya bakılırsa YÖK ve HSK üyelerini atıyor, yargıtay başsavcısını ve Anayasa Mahkemesi üyelerini seçiyor. Anayasada kendine tanınan tüm hak ve yetkileri kullanıyor.
Birkaç yıl öncesine kadar biz hem 90. madde hem 148’den 153. maddelerine kadar Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına, AİHM kararlarına uymayı kendimize bir ödev biliyorduk. Şimdi Anayasa Mahkemesi’nin defaatle verdiği kararlar ortada; ki son olarak 10’a 4 bir karar vermiş görünüyor ve o 4 üyenin de esastan bir itirazları yok, usulden itirazları var. Durum bu şekilde iken Can Atalay’ın yine milletvekili olabilmesi için önünde hiçbir engel kalmamıştır. Bunun uygulanması gerekir. Bundan dolayı bu anayasaya bakılırsa bu kararlar uygulanmalıdır. Geçmişte Enis Berberoğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu mevzularında mevcut olan düşüncelerim bugün de aynen devam ediyor. Bu yüzden Sayın TBMM başkanımıza seslenmek isterim.
“AYM’YE DİRENMENİN HAKLI BİR GEREKÇESİ YOKTUR”
Sayın Numan Kurtulmuş, kıymetli meclis başkanımız; sizi geçmişten bu yana tanır, sever ve takdir ederim. Sizinle beraber politika yaptık. Siz ek olarak iki siyasal partinin genel başkanlığı da yaptınız. Aileniz, ilmî birikiminiz, taşıdığınız unvan, örnek bir aile olmanız ve meclisimizi de bugüne dek onurlu bir halde temsil etmeniz mevzusunda sizleri devamlı takdir ettim. Bugün mühim bir kararla karşı karşıyasınız. Bana düşen sizi dostça uyarma ederek Sayın Can Atalay’ı meclise çağrı edip ant içmesini temin etmenizdir. Bu şahıs seçildi, mazbatasını aldı. Meclise geldi, meclis komisyonlarına seçildi fakat ant içmesi mümkün olmadı. Şu anda yasama görevine katılamıyor. Anayasa Mahkemesi’nin bu kadar kati ve kati kararlarına karşı direnmenin hiçbir haklı öne sürülen nedeni yoktur.
“EN İYİ ANAYASA UYGULANAN ANAYASADIR”
Hatırlayacaksınız, 2013 senesinde Başbakan Yardımcılığım döneminde Kemal Aktaş adlı HDP’li bir milletvekili 1 yıl 8 aylık mahkumiyetinin kesinleşmesi karşısında mecliste ceza hükmü okunacak ve milletvekilliği bitirilecekti. Terörle Savaşım Kanunu’nun 7. maddesine bakılırsa Nevruz’da yapmış olduğu bir konuşma vesilesi ile bu cezayı almıştı. Söz mevzusu konuşmada da AİHM kararlarına bakılırsa hiçbir kabahat unsuru yoktu. Dolayısıyla Sayın Başbakanımızın görüş ve talimatlarını alarak kendi aramızda bu kanunun ilgili maddesini, “Terör örgütünün cebir, sertlik yada tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek yada övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını icra eden şahıs…” şeklinde AİHM kararlarına uygun olarak değiştirdik. Kemal Aktaş’ın kararının TBMM’de okunmasını da Sayın Cemil Çiçek’ten rica ederek 4-5 ay geciktirdik. Sayın Başbakanımızın oldukca doğru bir sonucu ile bu madde değiştirildi ve o günden bugüne de yürürlükte kaldı. Geçmişte bir milletvekilliğinin düşürülmesine bu şekilde karşı çıkmışken bugün neredeyse rutin bir vaka benzer biçimde milletvekilliklerinin düşürülmesi vesilesiyle politika kurumunun zedelendiğini, siyasetçinin yıprandığını ve bu kurumun oldukca büyük yara aldığını düşünmekteyim.
Sayın TBMM Başkanım; lütfen kendi iradenizle, hukuk düşüncenizle, siyasî birikiminizle bu işi daha çok uzatmadan çözüme kavuşturalım. Bu onurlu işi bir başkasına havale etmeyelim. Unutmayalım ki sizin de oldukca kıymet verdiğinizi bildiğim Or. Prof. Ali Fuat Başgil’in şu sözlerini hatırlatmakta yarar görüyorum: “En iyi anayasa uygulanan anayasadır, en fena anayasa uygulanmayan anayasadır.”